Yem bitkileri

Fiğ

Fiğ bitkisi yaklaşık 150 türü bulunan ve tek yıllık baklagil yem bitkisidir. Bu bitkinin anavatanı Akdeniz, Asya ve Avrupa ülkeleridir. Fiğ türlerinin zaman ne zaman kültüre alındığı bilinmemektedir. Fiğin ülkemizde doğal olarak yetişen türleri vardır. Fiğ türleri geniş adaptasyon yeteneğine sahiptir. Bu nedenle Akdeniz ülkelerinde, Avrupa'nın orta ve kuzey bölgelerinde, Amerika Birleşik Devletlerinde ve Ortadoğu ülkelerinde yaygın olarak yetiştirilmektedir.

Fiğ, ot verimi yüksek olan ve elde edilen otun besin değeri iyi olan baklagil yem bitkisidir. Fiğ türleri ülkemizde genellikle kaba yem elde etmek amacıyla yetiştirilmektedir. Fakat tohumları yüksek oranda protein içerdiği için kesif yem amacıylada yetiştirilmektedir. Fiğ bitkisinden elde edilen ot hayvanlarda şişmeye neden olmaz. Çiçeklenme dönemi başlangıcında biçilen fiğ kuru otunda yaklaşık olarak %12–20 ham protein, %6–10 ham kül, %25–26 ham selüloz ve %45–46 azotsuz öz madde bulunur. Ülkemizde yetiştirilen fiğ bitkisi yeşil veya kuru ot elde etmek, tane yem elde etmek, yeşil gübre bitkisi olarak, mera bitkisi olarak ve silajlık bitki olarak kullanılır.

Ülkemizde ve dünya üzerinde yetiştirilen başlıca fiğ türleri şunlardır:

Adi, Macar ve Tüylü türleri

Burçak, Dar yapraklı ve Koca türleri

Kuş, Mor çiçekli ve İri çiçekli türleri

Fiğ türleri içerisinde ülkemizde ve dünyada en çok yetiştirilen adi fiğ türüdür. Bunun yanında Macar fiği, tüylü fiğ, bakla, koca fiğ ve burçak yetiştirilen diğer fiğ türleridir. Adi fiğ tarımının yaklaşık yarısı ülkemizde Orta kuzey bölgemizde yapılmaktadır. Bunu takiben Ege, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerimiz gelmektedir. Adi fiğ tarımının en az yapıldığı bölgemiz ise Güney Doğu Anadolu’dur.

Bitkisel özellikleri

Fiğ bitkisinin başlıca bitkisel özellikleri şunlardır:

Fiğ türleri kazık kök sistemine sahiptir. Fakat diğer bazı baklagil yem bitkileri gibi fiğ kökleri ve kök sistemi daha yüzeysel ve daha zayıf yapılıdır. Kazık kökte fazla miktarda dallanma görülmektedir.

Fiğ türlerinin sap yapıları genel olarak zayıftır ve fiğler yatma özelliği gösterir. Bu sebeple fiğ türlerinin çoğunda sapın uç kısmında sarılıcı sülükler meydana gelmiştir. Fiğ türlerinin sapından enine bir kesit alındığında dört köşeli olduğu görülür. Fiğ bitkisinin boyu türlere ve çevre koşullarına göre değişmekle beraber 60–150 cm arasındadır.

Fiğ yaprakları yaprak sapı üzerine karşılıklı olarak dizilen yaprakçıklardan meydana gelmiştir. Bazı fiğ türlerinde yaprak ve gövdenin üzeri açık gri renkli tüylerle kaplıdır.

Fiğ yaprak ve yaprakçıkları

Fiğ çiçekleri topluluk halindedir. Çiçekler bazı fiğ türlerinde doğrudan yaprak koltuğundan çıkar. Bu çiçekler 1–2 çiçek şeklinde veya salkım şeklindedir. Çiçeklerin rengi türlere göre değişmektedir. Bazı türlerde menekşe renginde, bazı türlerde ise gri veya kirli sarı renktedir.

Fiğ çiçekleri

Fiğ meyveleri türlere göre farklılık gösterir. Tüm fiğ türlerinde genel olarak meyveler bakla şeklinde olup, uzun silindir veya yassı şekildedir.

Fiğ meyveleri

Fiğ tohumları genellikle yuvarlak veya oval şekildedir. Fiğ tohumların bin dane ağırlığı 20–310 gram arasında değişmektedir.

İklim istekleri

Fiğ türleri adaptasyon kabiliyetleri çok fazladır. Ülkemizde en fazla yetiştirilen fiğ türü olan adi fiğ kurak şartlara oldukça dayanıklıdır. Bu tür yıllık yağış ortalaması 300–350 mm olan yarı kurak bölgelerde rahatlıkla yetiştirilebilir. Aşırı kurak şartlarda verim düşüklüğü meydana gelir. Fiğ türleri kışları ılıman geçen yerlerde bölgelerde kışlık olarak ekilir. Kış mevsiminin soğuk geçtiği yerlerde ise ekim ilkbaharda yapılmalıdır. Fiğ türleri içinde soğuklara en dayanıklı tür tüylü fiğdir.

Toprak istekleri

Fiğ türleri toprak bakımından çok seçici değildir. Adi fiğ türü hemen her türlü toprakta rahatlıkla yetiştirilebilir. Fakat derin yapıda, kalkerli, killi ve verimli topraklarda yapılan yetiştiricilikte daha fazla verim alınmaktadır. Eğer kumlu topraklarda adi fiğ yetiştirilecekse toprağın çiftlik gübresi gübrelenmesi gereklidir. Bu tür topraklarda yapılacak gübreleme ile toprağın su tutma kapasitesi artırılabilir. Adi fiğ yetiştirilecek toprağın orta derecede nemli olması yeterlidir. Genel olarak fiğ türleri asitli yapıda topraklara diğer baklagil yem bitkilerinden daha fazla dayanıklıdır. Bu nedenle toprakta kireçlemeye gerek duyulmadan yetiştiricilik yapılabilir.

Yetiştirilmesi

Fiğ yetiştiriciliğinde uygulanacak toprak hazırlığı ve ekim yöntemleri aşağıda anlatılmıştır.

Toprak hazırlığı ve ekim

Toprak hazırlığı:Fiğ yetiştiriciliğinde yapılacak toprak hazırlığı ekim zamanına göre değişmektedir. Eğer buğday ve pamuktan sonra fiğ ekimi yapılacaksa toprakta kalan anız ve saplar diskaro ile parçalanıp toprağa gömülmelidir. Ekim ilkbaharda yapılacaksa, toprak sonbaharda derin işlenmeli ve ilkbaharda hafif bir şekilde kabartılmalıdır. İlkbaharda yapılacak hafif işleme ile yabancı otlarla da mücadele yapılmış olur. Fiğ türleri yonca ve üçgül gibi baklagil yem bitkilerine oranla daha büyük tohumlara sahiptir. Bu nedenle yonca ve üçgül bitkilerinde yapılan titiz toprak hazırlığı fiğ ekiminde istenmeyebilir.

Ekim: Toprak hazırlığı sonrası fiğ ekimi yapılmalıdır. Ekim öncesi ihtiyaç duyulursa bakteri aşılama ve hastalıklara karşı tohum ilaçlaması yapılmalıdır.

Ülkemizde fiğ yetiştiriciliği yapılan topraklarda genellikle fiğ köklerinde nodül adı verilen yumrucuklar oluşturan bakteri cinsi bol miktarda bulunmaktadır. Bu sebeple bakteri aşılamasına pek gerek duyulmaz. Fakat topraktaki olumsuz şartlar düşünülerek ve uzun yıllar fiğ yetiştirilmemiş tarlalara ekilecek fiğ tohumlarının bakteri kültürleri ile aşılanmasında fayda vardır. Fiğ tohumlarına aşılanacak bakteri cinsi ekim esnasında tohumlara aşılanmalı ve sonrasında ekim yapılmalıdır. Aşılama işleminde 100 kg fiğ tohumu için 1 kg bakteri kültürü kullanılmalıdır. Tohumlar gölge bir yerde şekerli suyla ıslatılır ve bakterilerle bulaştırılır. Daha sonra aşılanmış ıslak tohumlar kurumadan ekilir.

Fiğ hastalıklarına karşı tohum ilaçlaması yapılmalıdır. İlaçlamada iki farklı yöntem kullanılabilir: Birinci yöntemde bidonlar kullanılır ve az miktardaki fiğ tohumları için bu yöntem uygulanır. Bu yöntemde toz ilaçlar kullanılır ve 10 kg fiğ tohumu ile uygun ilaç birlikte bidon içerisine konur. Daha sonra bidon 4–5 dakika çevrilerek ilacın tohuma iyice karışması sağlanır. Bu süre sonunda tohumlar bidondan alınarak ekim zamanına kadar depoda muhafaza edilir. İkinci yöntem daha fazla miktardaki fiğ tohumları için uygulanır. Bu yöntemde ilaçlanacak tohum 1 tonluk partiler halinde ilaçlanır. İlaçlanacak tohumlar temiz ve düz bir zemine ince bir tabaka halinde serilir. İçinde toz ilaç bulunan bir konserve kutusunun bir tarafı tuzluk gibi delinerek yayılan tohum üzerine eşit bir şekilde her tarafa serpilir. Karşılıklı iki kişi kürekle bu serili ürünü karıştırarak ilacın tohuma iyice karışmasını sağlarlar. İlaçlanan bu tohumlar ekim zamanına kadar depoya alınır ve muhafaza edilir. Bu yöntem rüzgârsız bir havada ve açık bir alanda yapılmalıdır.

Fiğ türleri genellikle yatmaya meyilli bitkilerdir. Bu durumda hasat sırasında olumsuzluklar meydana gelir. Ayrıca gölgelenme ve çürümeler, çeşitli hastalıkların meydana gelmesi ve hastalığın hızlı yayılması, ot kalitesi ve verimde düşlere neden olur. Fiğ bitkisinde yatmayı engellemek amacıyla hububatlar ile karışık ekim yapmak gerekir. Karışık ekim ülkemizde yaygın olarak uygulanmaktadır. Karışık ekimde arpa, buğday ve yulaf gibi bitkiler kullanılabilir. Karışık ekimin asıl amacı yatmaya meyilli olan fiğ bitkisinin dik gelişen hububat bitkilerine sarılarak tutunmasını sağlamaktır. Ancak fiğle birlikte ekilen hububat az yapraklı, çabuk kartlaşan ve ot kalitesi düşük bitkilerden olduğu için elde edilen karışık otun kalitesi ve besleme değeri, saf fiğin besleme değeri ve kalitesinden düşüktür. Ayrıca ham protein ve minerallerce zengin olan fiğ otu içine karbonhidratça zengin tahıl otu katılınca yem değeri düşer. Bu sebeple fiğ bir tahılla karışık ekilecekse hangi tahılların karışımda kullanılacağı, karışım oranları ve hasat zamanı iyi tespit edilmelidir. Karışık ekim ot üretimi amacıyla yapılmalıdır. Fiğ tahıl karışımının asıl sebebi fiğin yatmaması içindir. Bu nedenle tahıl oranı fazla olmamalıdır. Karışık ekimde verim bölgelere göre değişmektedir. Genellikle fiğ tahıl karışımlarında %40–60 veya %80 fiğ oranında fiğ tohumu kullanılmalıdır.

Fiğ yetiştiriciliğinde kullanılacak tohumluk iri, kırıksız ve taze olmalıdır. Tohumun çimlenme gücü en az % 90, safiyeti ise % 98 olmalıdır. Ekimde serpme ekim ve mibzerle ekim yöntemleri uygulanmaktadır. Serpme ekim yönteminde dekara yaklaşık 15 kg fiğ tohumu atılmalıdır. Fakat seyrek ekim isteniyorsa bu miktar 8–10 kg olmalıdır. Serpme ekimde, ekim derinliği yaklaşık 3–4 cm olmalıdır. Fiğ ekimi tane üretimi için yapılacaksa ve serpme ekim uygulanacaksa 6–8 kg/da fiğ tohumu ekilmelidir. Mibzerle ekimde sadece fiğ tohumu ekilecekse hububat mibzerleri ile ekim yapılabilir.

Karışık ekim yapılacaksa mutlaka kombine mibzerler kullanılmalıdır. Çünkü normal mibzerle ekimde, iki ayrı tohum aynı oranda ekilemez. Bunun için kombine yani iki tohum için ayrı tohum haznesi bulunduran mibzerler kullanılmalıdır. Mibzerle fiğ ekiminde dekara atılacak tohum miktarı yaklaşık 10–12 kg olarak olmalıdır. Ekimde sıra aralığı 15–20 cm olmalıdır. Ekim derinliği toprağın yapısına göre değişiklik gösterir. Tohumlar ağır yapılı topraklarda 3–4 cm, hafif yapılı topraklarda ise 6-7 cm derine gömülmelidir.

Bakım

Fiğ bitkisinde uygulanacak başlıca bakım işlemleri sulama, gübreleme, hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadeledir.

Sulama: Fiğ sulamasında öncelikle sulama zamanı belirlenmelidir. Sulama zamanının tespit edilmesinde toprak, iklim ve bitki koşulları önemlidir. Sulama zamanı pratik olarak bitkilerin dış görünüşüne bakılarak tespit edilebilir. Fiğ yaprakları sabah saat 10.00 veya öğleden sonra 16.00 civarında kontrol edilerek bir bitkinin su isteyip istemediği anlaşılabilir. Fiğ bitkisinde susuzluk önce yapraklarda renk koyulaşmasına, daha sonra da pörsüme ve kıvrılmalara neden olur. Bu durumda yapraklara sahip tarlalarda sulama zamanının geldiği anlaşılır. Fakat sulama zamanının bu yöntemle belirlenmesi her zaman doğru sonuç vermeyebilir. Bu sebeple daha güvenilir bir yöntem olan bitkilerin suya hassas dönemleri tespit edilerek sulama zamanı belirlenebilir. Bitkilerin su tüketiminin bilinmesi de sulama aralıklarının tespitinde bir ölçüdür. Örnek olarak, tüketilmesine izin verilen su miktarı 120 mm olan bir toprakta bir günde 6 mm su tüketen bir ürün ekilirse, sulama aralıklarının yirmi gün olacağı, yani yirmi gün arayla sulama yapılması gerektiği kolayca hesaplanabilir. Adi fiğ yetiştirilen bölgelerde sulama imkânı varsa çiçeklenme dönemine kadar iki defa sulama yapılmalıdır. Fiğ türlerinde salma sulama ve yağmurlama sulama yöntemleri uygulanır.

Salma sulama yöntemi: Su sıkıntısı bulunmayan bölgelerde yaygın olarak uygulanmaktadır. Günümüz şartlarında salma sulama yapmak pek doğru olmasa da, sulama suyu yeterliyse ve yağmurlama sulama imkânı yoksa salma sulama yapılır. Fiğ bitkisinde salma sulama yapılırken, bitkide yatmaya neden olmayacak şekilde yapılmalı ve suyun bir yerde göllenmesine izin verilmemelidir. Salma sulama yapılacak arazinin çok iyi tesviye edilmiş olması gerekir. Aksi durumda tarlada çukur veya tümsekler olur. Çukur yerlerde su birikir, tümsek yerlere su gitmez. Böyle bir durumda tarlanın her tarafa eşit miktarda su gitmez ve fiğ bitkisi düzenli su alamaz. Salma sulama yağmurlama sulama sistemine göre daha az masraflıdır. Kışlık ekimlerde sulamaya pek gerek duyulmaz.

Fakat yazlık ekimlerde çiçeklenme öncesi 1–2 kez sulama yapılması özellikle tane verimini artırmaktadır.

Yağmurlama sulama sistemi: Su sıkıntısı bulunan, geniş alana sahip ve tesviye yapılmamış arazilerde uygulanmaktadır. Yağmurlama sulama daha çok bitkiler fide dönemindeyken tercih edilmektedir. Fakat salma sulamaya göre daha pahalı bir yöntemdir. Bu yöntemde daha az miktarda su kullanılır.

Gübreleme:Fiğ yetiştiriciliğinde gübreleme toprak analizleri yapılarak çıkacak sonuca göre yapılmalıdır. Adi fiğ yetiştiriciliğinde kendinden önce pamuk gibi bir endüstri bitkisi geldiği zaman genellikle gübre uygulaması yapılmaz. Böylelikle toprakta bir önceki üründen kalan gübrelerin kullanılması sağlanır. Toprak analizi yapılmayan veya ön bitkide az miktarda gübre kullanılmış ise dekara 6–7 kg saf fosfor, çıkıştan sonra bitkilerin daha iyi ve hızlı gelişmesini sağlamak amacı ile de dekara 2–3 kg amonyum sülfat gübresi verilmelidir.

Hastalıklar: Fiğ türlerinde görülen hastalıkların en büyük nedeni sıcaklık ve nemdir. Fiğ türlerinde en çok görülen hastalıklar kurşuni küf ve yaprak leke hastalığıdır. Bu hastalıklar fiğlerde önemli derecede yaprak dökülmelerine neden olurlar. Yaprak lekeleri genç bitkilerde solgunluğa neden olurlar. Ayrıca yaprak üzerinde küçük ve bg-bold kırmızı renkte lekelere neden olurlar. Bu iki hastalıkla mücadelede hastalık etmenlerinin biyolojileri takip edilerek kültürel önlem uygulanmalı ve gerekli kimyasal mücadele tedbirleri alınmalıdır. Fiğlerde görülen diğer hastalıklar ise mildiyö, kök çürüklüğü, pas ve gövde lekesi hastalığıdır.

Zararlılar: Fiğ türlerinde görülen zararlılar diğer baklagil türlerinde görülen zararlılarla hemen hemen aynıdır. En önemli fiğ zararlıları yonca hortumlu böceği, baklagil tohum böcekleri, bezelye afidi, mısır koçan kurdu, çim hortumlu böceği ve kesici kurtlardır. Bu zararlılarla mücadele kültürel ve kimyasal mücadele yöntemleri uygulanmalıdır.

Hasat ve Muhafaza

Hasat

Fiğ bitkisinde hasat tohum ve ot için yapılmaktadır.

Tohum elde etme amacıyla biçim: Alt taraftaki baklaların kahverengi renk aldığı dönemde yapılmalıdır. Bu dönemde bitki sararmış haldedir. Biçimin geç yapılması durumunda alt baklalar çatlar ve tohumlar dökülür. Fiğ bitkisinde alttaki baklaların tohumları daha iri ve olgundur. Tohumun dökülmesini önlemek için hasat sabahın erken saatlerinde veya akşam saatlerinde yapılmalıdır. Hasat edilen ürün sehpalar üzerinde kurutulmalıdır. Hasat sonrasında bitkilerde dane kırılmasını önlemek için devir sayısı düşürülen harman makinesi ile harman edilir. Tohum elde etmek amacıyla fiğ, hasat ve harmanı iki şekilde yapılmaktadır: Birinci yöntemde bitkilere yaprak dökücü veya kurutucu kimyasallar uygulanır. Daha sonra biçerdöverle hasat ve harman yapılır. İkinci yöntemde bitkiler çayır biçme makineleri ile biçilerek namlular halinde arazi üzerinde birkaç gün kurutulur. Daha sonra biçerdöverle veya batöz gibi harman makineleri ile harman yapılır. Harman sonrası elde edilen tohumlar gölge bir yere serilerek iyice kuruması sağlanır. Daha sonra tohumlar çuvallara konularak depolanmalıdır. Tohum elde etmek amacıyla yapılan hasatta geniş ekim alanlarında biçerdöver kullanılmalıdır. Fiğ türlerinde dekardan yaklaşık 100–200 kg tohum elde edilebilir. Hasat ve harmanından sonra geriye kalan sap, yaprak ve diğer artıklar saman haline getirilerek hayvan yemi olarak kullanılabilir.

Ot elde etme amacıyla biçim: Ülkemizde fiğ yetiştiriciliği genellikle ot amacıyla yapılmaktadır. Fiğ bitkisinin hasat zamanı karışık veya yalnız ekim durumuna göre ayarlanır. Fiğ biçimi karışık ekimlerde hububatın durumuna göre ayarlanır. Karışık olarak ekilen fiğlerde biçim tahılların süt olum döneminde yapılmalıdır. Eğer fiğ yalnız ekilmişse biçim alt baklaların dolduğu dönemde yapılmalıdır. Fiğ bitkisinin yaş ot verimi 1500–3000 kg/da arasında değişmektedir. Fiğ bitkisinden kıraç şartlarda 200–300 kg/da, sulu şartlarda 500–700 kg/da kuru ot alınmaktadır. Fiğ otu yaklaşık % 12–20 oranında ham protein içerir.

Elle veya çayır biçme makineleriyle yapılır. Biçim yerden 3–4 cm yükseklikten yapılmalıdır. Biçim sonrası ot tarlada bir gün kurumaya bırakılır. Daha sonra tırmıklarla namlu yapılır ve kurumasına devam ettirilir. Fiğin sapları yapraklarına göre daha geç kuruduğundan, kurutma işleminde çok dikkatli olmak gerekir. Çünkü fazla kurutulursa yaprakları dökülür, az kurutulduğunda ise kızışma, çürüme ve küflenmeler meydana gelir. Kurutulan fiğ otu tırmıklarla toplanır ve balya makinesi ile balya haline getirilir.

Muhafaza

Tohum amaçlı hasat sonrası elde edilen fiğ taneleri depolamadan önce depo temizlenmeli, depo zararlılarına karşı mücadele yapılmalı, nem ve sıcaklık değerleri ayarlanmalıdır. Depolamanın asıl amacı ürün özellik ve tazeliğini korumaktır. Fiğ tohumları depolanmadan önce doğal ve yapay koşullarda kurutulmalıdır. Doğal yollarla kurutmada fiğ taneleri gölge bir alanda kurutulmalıdır. Yapay kurutma kısa sürede ve yüksek sıcaklıkta yapılmaktadır. Fakat yüksek sıcaklıklarda kurutma, tohum canlılığı üzerine olumsuz etki yapmaktadır. Depolanacak tohumlarda, tohumlar yabancı ot tohumları ve bitki artıklarından arındırılmış olmalı ve tohumdaki nem oranı % 9’un altında olmalıdır. Depo sıcaklığı 5 °C civarında olmalı, deponun oransal nemi % 75 olmalı ve hava dolaşımı iyi ayarlanmalıdır. Depo zararlılarına karşı dezenfeksiyon yapılmalı ve ilaçlanmalıdır. Balya haline getirilen fiğ balyaları güneş görmeyen, kuru ve havadar ortamlarda depolanmalıdır. Kaba yem olarak fiğlerin besin değerinin korunarak uzun süre saklanması bu şekilde olmaktadır. Depolarda yangın riskine karşı tedbirler alınmalı, depo kapalı ise depoların yeterince havadar olması sağlanmalı ve depo sıcaklığı ayarlanabilir olmalıdır. Açıkta depolama yapılacaksa balyaların üstü kapatılmalıdır. Biçilen, kurutulan ve balya haline getirilen fiğ otu depoya taşınır ve depo içinde düzgün bir şekilde istiflenir.